Evliya Çelebi Seyahatname'yi Nasıl Yazdı?
Evliya Çelebi Merkezinin düzenlemiş olduğu Evliya Çelebi Konuşmaları serisinin ikinci döneminde beşinci konuşma 26 Nisan 2023’te Üniversitenin Üsküdar Yerleşkesinde yüz yüze gerçekleştirildi.
Moderatör Prof. Dr. Musa Duman’ın giriş konuşmasının ardından sözü konuşmacı Prof. Dr. Hakan Karateke’ye bırakmasıyla başladı. Karateke, on yıl içinde yazılan metnin bugünkü a4 sayfalarıyla on dört bin sayfaya denk geldiğini söyledi. Biz metne bir anda yazılmış gibi bakarız ama gerçekte öyle olmaz dedikten sonra kişinin yıllar içinde fikirlerinin kişilikleriyle birlikte değişikliklere uğradığını, bunun da yazıya yansıyacağını söyledi.
Geriye bakarak yazmak ile gün gün yazmak farklı bakış açıları doğurur.
Evliya gerçekten altmışlarında oturup bunları toplu yazmaya mı başladı yoksa yol üstünde gittiği her yerde konaklama sırasında yazdığı bir şey mi? Evliya’yı okuyan herkes için en önemli sorulardan biridir diyerek bu konuya dikkat çeken Karateke, kendi kanaatine göre bir anda yazılamayacağına inanıyor. Elimizde olan on cildin sekizini kendi eliyle ya da gözetimiyle yazıldığına katıldığını söyleyen Prof. Dr. Karateke, son iki cildinde aynı serinin bulunmadığını belirtti. Evliyanın gezi hayatı boyunca tutmuş olduğu kağıtların varlığına dair bir kanıt olmasa da bugün hala bulunabileceğine inandığını söyleyerek, Dârül’l-Kütübi’l-Mısriyye’den bunun kanıtının çıkabileceğini düşünmekte.
İki konuya dikkat çekmek isteyen Karateke, ilk olarak Evliya Kahire’de ne yaptı ikinci olarakta bazı metinleri yolda bloklar halinde mi yazdı. Bu durumu kitabın içinden çıkardığı referanslarla açıklamak isteyerek örnekler verdi. Birinde Evliya’nın Rumeli Kazaskerinden bahsetmesi yani ona referans vermesi bir sonraki sene de bu Kazaskerin atanmasını konu ediniyor. Karateke, kişilerin makam ve atanmalarına göre iyi bir referans verirse Evliya, o kişileri iyi bir çalışmayla sicillerde bulabiliriz dedi.
Konuşma sırasında katılımcılar arasından, ben olsam tek seferde yazsam şu zat böyleydi gibi cümlelerde zaten belirtmiş olurdum ve bir de alınan notların yıllar içinde hiçbir mevsimsel hasar görmemesi kitabın tek bir yerde yazıldığını göstermez mi soruları gelmesiyle Karateke bunlara cevap olarak: Bu nedenlerden dolayı ben Kahire’de yazıların ve ciltlerin düzenleme çalışmalarının yürütüldüğünü ve ayrıca kırk yıl önce yaşanan her hangi bir gezinin bu kadar detaylıca hatırlanabileceğini zannetmiyorum dedi. Bu noktada, yolculuğu sırasında vefat eden arkadaşının haberini alan Evliya’nın bir önceki anlatısında da o arkadaşını adını başına merhum kelimesini getirmemesini örnek veriyor.
Katılımcılardan, Evliya’nın hayatını anlatma yeteneğinden kazanması dolayısıyla daha sıkı bir hafızası olabileceği ve de yazdıklarında başka coğrafyacılar gibi Aşık Mehmet Efendi’den de yararlandığına dair bir katkı gelmesiyle, Karateke anekdotların yeri elbette çok önemli ama yazılarak bir kenara notların ayrılmış olunabileceğini unutmayalım cevabını verdi.
Kahire’de ne yaptı?
Binlerce sayfa not olduğunu tahmin etse de bunların tasnifi de vardır diyen Karateke, bunları yıllara ve bölgelere makulce ayırmıştır dedi. Katılımcılardan biri Evliya seyyahlığını başladıktan sonra bir ara İstanbul’da da uzun süre kaldı, belki o zaman da kitabını düzenleme üstünde çalışıyordu katkısı geldi. Karateke, bu kitabı tamamen değiştirmese de etkilemiştir ancak kitabın asıl düzeni Kahire’de alındı diyerek, kitap aslında ikinci cildinden başlasa nasıl gideceğine dair de çalışma yürüttüğünü söyledi. Bunun adına, Evliya’nın birinci ciltte bahsettik diye geçirdiği pek çok şey aslında ikinci ciltte geçiyor diyerek örneklendirdi: “İlk üç cildin referansları tutarlı bir şekilde hatalı.” Karateke, bu referanslara bakarak, Evliya bazı şeyleri hatırlamıyor diye düşünebilirsiniz ama çok tutarlı giden bir yapısı varsa altında başka bir nedeni olabilir diye düşünmek gerekir diyerek bu konun altını çizdi. Anlatacaklarım bu kadardı diyen Prof. Dr. Karateke, konuşmanın geri kalanını konuşmacılarıyla konu üzerine tartışmalar ve sorularla devam ettirdi.
Katılımcı; Evliya’nın Avusturya seferinden sonra Merzifonlu Kara Mustafa Ağa ile konuşmaları sırasında Ağa kendisine Viyana ve surlarıyla ilgili sorular sorar, Evliya'da Ağaya Kanuni kendisinden sonra buraya gelmek isteyenler için beddua etmiştir der. Bu anlatı üzerinden Evliya’nın Merzifonlu tarafından gerçekleştirilecek kuşatmadan haberdar olduğunu ve üstü kapalı yaşanmasını istemediği bir konuyla ilgili eleştiridir diyerek bir argüman öne sürdü. Karateke’de Evliya 83’ten daha uzun yaşamadı, bunu kuşatmadan hemen sonra yazmış olması gerekir diyerek karşılık verdi.
Karateke, Evliya Çelebi şehirleri ele alırken belli bir düzeni varsa bunu daha sonra toparlama değil de o an içerisinde yazıldığını mı düşünmeliyiz diyen katılımcıya kendisinin buna inandığını ve en makulü de budur dedi. Bu bağlamda katılımcılara siz bilgisayarsız bir dünya da olsanız bu çalışmayı nasıl yapardınız diye sordu. Cevap olarak katılımcılardan kendi seyahat yazma tecrübe ve denemelerine dair örnekler geldi.
Katılımcı; şehir tarihçiliği açısından baktığımız da Evliya farklı bir yöntem uyguluyor. İlk önce girdiği şehrin coğrafyasına bakıyor, camilerden önce kalelerini ele alıyor ve kaleyi anlatırken kendi içindeki bürokrasisini ele alıyor sonra bu bürokrasiye yakınlık derecesine bağlı olarak camiler, mescitler, varsa hanlar, hamamlar ve ziyaretgahlar olmak üzere bir tertibi vardır ve bu Evliya’ya özgü bir tertiptir dedi. Ayrıca Evliya hazırladığı haritaların merkezlerine şehirlerin kalelerini alır çünkü bunlar güzergâh haritalarıdır iddiasını sundu.
Katılımcı; çok fazla not olduğu düşünülürse bütün hepsi kitaba dahil edilmiş midir? Bazı yerlerde detaya girmemesi orayı görmeme ihtimalinden midir ya da notlarının tamamını aktarmadı mı? Bu soruya cevabı katılımcılardan Prof. Dr. Zekeriya Kurşun Hoca, Evliya’nın kendi tercihi olarak görülebilir diyerek, Evliya Çelebi’nin metninde bir kurgunun olduğu da kesindir cevabını verdi. Bu noktada yazı tipinin açıklayıcılığından seyahatname ile ansiklopedi yazma arasında gidip geldiği de bellidir diyerek ekledi. Karateke’de tahminimce yazdıkları arttıkça beklediğinden daha büyük bir hale geldi kesindir, Kahire’de ise aklında olan farklı kitap biçimlerini cilt cilt ayarlayarak topladığına inandığını belirtti.
Bir katılımcı, İstanbul’dan Kahire’ye giderken bir daha dönmemek üzerine gitmiş olabilir mi? diye sormasının üzerine var olan bütün notlarını yanına almıştır ya da Mısır’a yerleşmesi üzerine notlarını gemiyle de kolayca getirtmiştir üzerinde tüm katılımcılar ve konuşmacı ortak kanıya vardı.
Katılımcılardan gelen çeşitli katkılar ve soruların ardından, Moderatör Prof. Dr. Musa Duman’ın Evliya’nın çağdaşlarıyla mukayese edilebilmesini mümkün kılacak başka bir eser olmadığına dair açıklamalı konuşmasıyla sona erdirilmiştir.
Haber: Zehra Dilan Demirhan, Tarih Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi