Evliya Çelebi’nin İzmir ve Çevresi Anlatımları / Evliya Çelebi Konuşmaları 2/3

 

Evliya Çelebi Konuşmaları serisinin, ikinci döneminin üçüncü programında konuk olarak Prof. Dr. Suraiya Faroqhi’yi “Evliya Çelebi’nin İzmir ve Çevresi Anlatımları” başlıklı sunumuyla ağırladık.

Program, Prof. Dr. Zekeriya Kurşun’un moderatörlüğünde yapılan giriş konuşması ile başladı. Kurşun, Evliya Çelebi’nin dört asırdan fazladır ilgiyle okunduğunu, seyahatnamenin bir hazine olduğunu belirterek katılımcılara teşekkürlerini iletti. Kurşun, “Evliya Çelebi’nin şehir tarihçisi olduğunu var sayabilir miyiz?” diyerek sözü Prof. Dr. Suraiya Faroqhi’ye bıraktı. Faroqhi, Evliya Çelebi’nin kimliğinin duruma göre farklılıklar gösterdiğini söyleyerek, bunun için meşhur Viyana Seyahat’inde bir diplomat gibi oluşunun örneğini verdi. Faroqhi, Evliya Çelebi’nin Girit fethinde aslında savaşçı değil, gazi pozisyonunda olduğunu belirterek, savaşta ölen bir adamın cenazesi ile ilgilendiğini ve bunun etrafında birtakım efsaneler de gerçekleştiğini söyledi.

Kent Toplumu Tarihçisi Evliya Çelebi

Prof. Dr. Suraiya Faroqhi konuşmasına Evliya Çelebi’nin Kütahya ile İzmir arasında dolaşırken ne gibi olaylarla karşılaştığını, bir kısmının gerçekten meydana geldiğini bir kısmının ise biraz abartılı olabileceğinden bahsederek, o bölgede akrabalarının bulunduğunu ve kariyer sahibi bir adam olarak görüldüğünü söyledi. Faroqhi, konuşmasının devamında Evliya Çelebi’yi altmışlı yaşlarında ve hac yolunda biri olarak tanımlayarak özellikle esnaf ve tüccar ile ilgilendiğini, bu insanların genelde kentlerde oturduğunu, Evliya Çelebi’yi de bu husus bağlamında kent toplumunun tarihçisi olarak ele aldığını dile getirdi.

Faroqhi konuşmasına şu şekilde devam etti; İzmir’de gayrimüslim tüccarların yanı sıra Müslüman tüccarların da var olduğunu ve Evliya Çelebi’nin her iki sınıfı ile de çok yakın ilişki içerisinde bulunduğuna değinerek, yanlarında konakladığı kişilerin bazılarının akraba, bazılarının ise arkadaş olarak geçtiğini belirtti. İzmir’in ticari ve Müslüman bir şehir oluşunu da dile getirdi. Prof. Dr. Suraiya Faroqhi, İzmir’in iklimi için devamlı yağmur yağdığını, büyük ölçüde kuraklık yaşanmadığını söylemesinin yanında 17. yüzyılda yaşanan büyük kuraklık sürecinde insanların ege sahillerine doğru göç ettiklerinden bahsetti. Suraiya Faroqhi konuşmasına şu şekilde devam etti: “Evliya Çelebi, Bergama, İzmir, Sakız Adasına Hac yolunda uğramıştır. Kız kardeşinin mezarını ziyaret etmiş, ancak mezarı kötü durumda görünce düzeltmek için gayret göstermiştir.” Konuşmasının devamında Çelebi’nin kız kardeşinin, kısa bir hayat sürdürdüğünü söyleyerek bunun nedenini şu şekilde açıkladı; “Eğer uzun bir ömrü olsaydı, Evliya Çelebi sadece mezarına uğradığından bahsetmezdi.” üzerine İlyas Paşanın kız kardeşini zorla kaçırdığını, babasının bu durum üzerine IV. Murad nezdinde İlyas Paşayı şikâyet ettiğinin seyahatnamede yer aldığını belirtti. Bu hikâyenin oldukça geçerli olduğunu söyleyen Faroqhi, o bölgenin sicilleri üzerinde çalışanların, İlyas Paşa İsyanının üzerine fazlaca bilgi bulduklarından bahsetti. Evliya Çelebi’nin o dönemde saygın bir aileden geldiğini, babasının ise saray kuyumcusu olduğuna değinerek, Kütahya ve İzmir ile bağlantılarını koparmadığını söyleyen Faroqhi, o dönemin insanları için geldikleri memleketlerin önemli olduğunu dile getirdi.

Bu hikâyeden ne öğreniyoruz?

Prof. Dr. Suraiya Faroqhi konuşmasını devamında, Evliya’nın İzmir ve Kütahya yakınlarına geldiği zaman başka bir kimliğine büründüğünü, İstanbul’da belirli bir mevkie gelmiş ve IV. Murad’ın yanında sarayda büyümüş bir kentlidense, kasaba eşrafının bir ferdi kimliğine bürünüyor olduğunu belirtti.  Faroqhi, Evliya Çelebi’nin İnsanlara nasihat etmeye eğilimli oluşunu, insanların da bunu yaşına hürmeten kabul ettiklerini, onun söylediklerini yapmasalar bile saygı ile dinlediklerini anlattı. Evliya Çelebi’nin yakın tüccar çevresinden arkadaşlarını hatırlatarak, İzmir’de cami ve benzeri kuruluşları finanse eden Ahmet Ağa’da bunlardan biri olabilir dedi. 17. yüzyılın ikinci yarısında İzmir’deki ticaret imkanları oldukça fazladır diyen Faroqhi, Müslüman ticaret adamlarının da bu durumdan istifade ettiklerini anlattı ardından katılımcılara teşekkürlerini ileterek konuşmasını tamamladı.

 

Haber yazım: Sümeyye Gülsoy, tarih bölümü 4. sınıf.